Sayfalar

5 Mart 2013 Salı

İstisnalara tutunmak!





İnsanlarımızın savunma mekanizması ,ünlüye kara çalmak,okumuşa kibirli ve ukala gözüyle bakmak yönünde gelişmiş maalesef.Bu arada ünlü deyince illa ki şarkıcı türkücü anlaşılmasın bu her sektör için geçerli bir kavram.Ünlü politikacı,ünlü iş adamı,ünlü doktor vs. Peki bu mekanizmayı harekete geçiren şey nedir?

Bence arzuladığı eğitimi bir şekilde alamamış ya da hayatta bir şey başaramamış insanların aşağılık kompleksi içerisinde olmaları.Tabii ki her insan takdir edilmek,sevilmek ve saygı görmek ister.Fakat sen bunları elde etmek için yeterince çaba göstermemiş ya da elinde olmayan sebeplerle bazı şanssızlıklar yaşamış olabilirsin.O zaman olmak istediğin kişi olma yolunda, tamamen kendine odaklanmalısın başkalarına değil.Başarabilmiş bir diğerini aşağılaman,kıyasa gitmen ve yanlışları savunman ,sana hiç bir şey kazandırmayacaktır.

Bunlar da nereden çıktı derseniz,dün akşam ''Kim Milyarder Olmak İster'' isimli yarışmada 125.000 TL sınırına kadar gelmeyi başaran,Kars'lı çoban amcamız Gürler Yücel ile ilgili yapılan yorumlardan.Amcamızın başarılı olması üzerine, üniversite okuyup ta ne oluyor, bak adam üniversiteliden daha çokşey biliyor ; Aysun Kayacı seyrediyor mudur acaba? Çobanın oyu, onun oyuyla bir miymiş görsün! şeklinde yorum yapanlar oldu.
Bir kere amcamız bir istisna.Tekrar, büyük harflerle yazmak istiyorum O BİR İSTİSNA!

Okumak, öğrenmek,bilgi sahibi olmak isteği, ailenin ve öğretmenlerin yönlendirmesi dışında biraz da insanın yapısıyla ilgili bir durum.Şu bir gerçek ki üniversite eğitimi almak, bir insana çok şey katacaktır.Sadece o havayı solumak bile ,seçtiği dalda uzmanlaşmanın yanı sıra, dünya görüşünü,vizyonunu değiştirecek, geliştirecektir.Odtü'lüler ilk beş soruyu geçemedi falan diyorsunuz da, yaştan mütevellid, tecrübeye dayalı bilgilerin varlığını es geçiyor aynı zamanda bu yarışmanın bir genel kültür yarışması olduğunu unutuyorsunuz.Yeni nesil bundan 20 sene  önce günlük hayatın bir parçası olan,merdaneli çamaşır makinası diye bir şeyin var olduğunu bilmez mesela.Sivri zekalı insanımızın,ortasına delik açıp sonra ip bağlayarak saatlerce telefonda konuştuğu,ankesörlü telefon jetonu nedir onu da bilmez.Gürsel amcaya da facebook un kurucusu kim diye sorsalar ya da Justin Bieber'ın en popüler şarkısını nedir diye sorsalar joker hakkını  kullanırdı muhtemelen.Genel kültür düzeyi, çok okumak ve gezmenin dışında biraz da yaş aralığıyla paraleldir.

Aysun Kayacı'nın yaptığı tespiti,fazla açıklayıcı kelimeler kullanmadığı için, ya anlamayan ya da çarpıtanlar olduğunu düşünüyorum.Çünkü orada kastedilen şey o kadar açık ki.Vurgulanmak istenen; bilinçli,eğitimli,bilgi sahibi olan insanlarla, eğitimsiz,bilinçsizce hareket eden insanlar arasında fark olduğudur ki bunu tartışmaya bile gerek yok.Kutsal kitabımızda bile,''Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?'' der Zümer suresi.Ülkemizde hala okuma yazma bilmeyen insanlar var.Kız çocuklarımız okusun diye kampanyalar düzenliyoruz bu yüzyılda.Sırf ünlü ve güzel olduğu için aşağılanmak istenen Aysun Kayacı tanınan ,ekonomik gücünü eline alabilmeyi başarmış bir manken olmasına rağmen, üniversite de tarih bölümünü okumuş ve mezun olmuştur.Bu da takdir edilmesi gereken bir ataktır bana göre.Bu kadar şey yazdım yapılacak yorumların sırf Aysun Kayacı ile ilgili bölümlere geleceğini o kadar iyi biliyorum ki.Çünkü o tanınmış biri maalesef.

Umarım ana fikri anlayanlar çoğunlukta olur.Okula gitme imkanı olmamış fakat araştırmacı, zeki ve çevresine duyarlı insanlar iyi bir genel kültüre sahip olabilirler,hatta belli dallarda uzmanlaşabilirler.Ama bu onların istisna olduğu gerçeğini değiştirmez.Sırf kendinizdeki bir takım eksikliklerden  dolayı, okulun çok da matah bir şey olmadığı düşüncesini ,bu istisna insanları kullanarak savunamazsınız.Savunmamalısınız.
Sevgiler...

10 Eylül 2012 Pazartesi

Kısa kısa...

Sene 1993.Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nin kapı önünde bir grup öğrenci laflıyoruz.Artık neye istinaden söylediysem,ağzımdan tiki kızlar gibi,yayvan bir ''haaaayıır''kelimesi çıktı.Okulun sevilen öğrencilerinden ve şimdinin sevilen tiyatro oyuncularından Uğur Uludağ, ''ama olmadı'' deyince ne olmadı diye sordum ''haaaaaayııır'' değil ''hayır'' onun doğrusu,haaaaaaa diye uzatmamalısın,hiç yakışmıyor 
sana dedi.

O andan beri ''hayır'' kelimesini hep doğru telaffuz ettim.Üstüne üstlük bir kaç kişiye de aynı bu şekilde ,doğrusunu öğrettim.Bunu niye mi anlattım?

En küçük hatasını söylediğimizde,çılgına dönüp ''sen kendine bak gerizekalıııı,sen kendini ne sanıyorsun Türk Dil Kurumu muuuuu'' diye cır cır cır konuşan,hakaret eden insanlara bunu yapmak yerine ikinci bir seçenekleri olduğunu hatırlatmak için.Hatalarınızı kabul edip,doğru olanı yapmanız size hiç bir şey kaybettirmez,aksine kazandırır...

27 Şubat 2012 Pazartesi

Okuduğumuzu anladık mı?




Eğitim hayatımızdaki en önemli kitap,yukarıda görmüş olduğunuz kitaptır bana kalırsa.Bence bu kitabın her sayfası ağır ağır,sindirile sindirile işletilmeli ,sağlam bir temel atılmalı çocuklara.Anlamadan,öğrenmeden sınıf geçmelerine izin verilmemeli asla ve kesinlikle kitap okuma alışkanlığı aşılanmalı.Dil üzerinde yeterli hakimiyeti olmayan insanlar,okumayı sevmiyorlar,doğal olarak kelime hazneleri de dar kalıyor.Günlük 200 kelimeyle hayatlarına devam ediyorlar.Belki de en kötüsü,okuduklarını anlamıyorlar.

Yüz yüze iletişim halindeyken,vücut dili ve tarzancayla bir şekilde anlaşabiliyor insanlar. Haaa! dediğinizde bir sürü anlama gelecek şekilde tonlayabilirsiniz.Karşınızdaki tonlamanızdan anlar ne demek istediğinizi.Onaylıyor musunuz yoksa geçiştiriyor musunuz,şaşırıyor musunuz vs. bellidir.
Ama  iş yazı ile anlaşmaya gelince,bu kadar kolay değil iletişim kurabilmek.Hele ki sosyal medyanın yükselişe geçip yaygınlaştığı şu dönemde ,yazı üzerinde anlaşılır bir şekilde kendini ifade edebilmek çok önemli.İnsanlar artık evlerinden çıkmaya gerek duymadan,işlerini yürütebiliyorlar yazdıkları teklifler ,e-mailler vs. ile.Karşınıza okuduğunu anlayabilen insanlar çıktığı sürece sorun yok ama onların ne kadar az sayıda olduklarını farkında mısınız?
Son bir kaç günde bu tür deneyimlerim oldu,bu yüzden bu konuda bir  iki satır bir şeyler yazma ihtiyacı duydum.Twitter'da yazdığım,pozitif bir yorumda ,ince göndermeler ,benzetmeler yapmıştım.Fakat nasıl bir  türkçe bilgisine,nasıl bir kelime haznesine sahip bir kişilik olduğuna akıl sır erdiremediğim biri  yazdıklarımın  tam tersini yazmışım gibi,birden agresif tepkiler vermeye başladı.Ben şaşkınlıkla Allah Allah ne yazdım acaba diye kendimden şüphe edip,yazdıklarımı kontrol ederken,mitoz bölünme başladı ve bu sefer okuma zahmetine bile katlanmadan yorum yapmaya başlayan destek ekipleri geldi.Hiç kızmadım biliyor musunuz,çok üzüldüm sadece.Durumun ne olduğunu anlamadan,körü körüne müdahale edenlere ayrı,okuduğunu anlamaktan aciz olanlara ayrı.

Çocuklara okulu,öğretmenleri sevdirin,sevdirin ki isteyerek ve bilinçli bir şekilde çalışsınlar derslerine.En çok da türkçe dersini sevdirin olur mu?Öğretmenler ise  kitabın kapağında resmedilen Atamız gibi sarılsın öğrencilerine,baştan savmasınlar hiçbirini,okuldan soğutacak davranışlarda,söylemlerde bulunmasınlar.Yoksa ilerleyen yıllarda kimse birbirini anlayamayacak,anlaşıldı...

15 Şubat 2012 Çarşamba

Siskooooo Adele!


Gecen aksam,54.Grammy Odul Toreni'ni izlemek uzere gectim TV'nin karsisina.Kirmizi Hali'dan gecenleri konusuyoruz twitterdaki kafa dengi arkadaslarla.Duydun mu? Adele alti dalda adaymis,hepsini alir umarim.Bence de,sonuna kadar haketti cunku.

 Adele'in adi gecince,ne giydigi kıyafet,ne de fazla kilolu olusu aklimın ucundan bile geçmiyor.2011 de butun bir yaz,Jessie J.'le beraber keyifle dinledigim iki sarkicidan biri o, mukemmel bir ses.Tombul turk kadini,tombul İngiliz kadinina sempati duyuyor da derler simdi:) Grammy ödulleri dağıtılmaya başlanıp,hatun kisi odulleri toplamaya basladikca,yorumlar garıpleşmeye basladi.
Basarisi tescillendikce,goruntusuyle ilgili kusurlarin agirlikta oldugu yorumlarin,ardi arkasi kesilmedi.Yakistiramadilar odulleri toplamasini.Aynaya bir baksindi o once,cok abartiliyordu su Adele de,hatta muzigini kalitesiz ilan edenler,bagirip duruyor diyenler ortaya cikmaya basladi.Kim acaba bu insanlar diye profillerini inceledim bir kacinin,coluk cocuktur herhalde derken gayet yasini basini almis baaayanlar ve beylerrr olduklarini gordum.Hepsi birer moda tasarimcisi,hepsi birer Berkley Music mezunu.İyice ilkokul gunlerine donenler de vardi.Siskooooooo Adele! Siskoooooooo Adele! seklinde.Kimisi elimi surmem ben buna,igrenc beaaaah!diye bir seyler zirvaliyor.Sanatcida ne aradigi,sanatcidan ne bekledigi hepten saibeli,sapkin!

 Adele,sahip oldugu o muhtesem sesi,yorumu,sarkı yazarligi ile yeterli gelmedi izleyiciye.Dinleyiciye demedim farkettiyseniz cunku artik izleyici var.Erkek muzik izleyicilerinin cogu,bir kadin sarkicidan,cinsel durtulerini tetikleyecek gorsellige ve tavra sahip olmasini bekliyor.Kadin izleyicilerin cogu ise trend yaratan saçı,makyajı ve giyimiyle medyada boy gösteren,sıfır beden bir kadin olmasini bekliyor.Bir sarkicida ilk aranmasi gereken ozellikler,kaliteli bir ses rengi,ses genisligi,saglam bir kulak ve ruhlu bir performans iken artık bu özellikler en sonda,hatta en sonda bile degil,olmasa da olur.Bir de sıkıcı olmasin mumkunse,soyle sansasyon yaratsin.Cilginlik,rezillik yapsin.Yapsin ki medyaya malzeme ciksin,insanlar kendilerini ondan daha ustun ve ahlakli hissetsin. Ayiplasin!Ayiplayamayacagi karakterde olanlar da Maria Callas olsa bu isi yapmasin,gitsin evlensin ,iki cocuk dogursun,yemek yapsin.

 Sevgili Adele,
 Ne sansasyonun var ne de guzel bir vucudun.Neymis cok guzel bir sesin varmis,kalplere isliyormussun.Kendi sarkilarini yaziyormussun.Canli performans yaparken,canli mi playback mi ayirtedemiyormus insanlar.Ne kadar manasiz,gereksiz bir kisiliksin muzik sektoru için.Zaten aciklama yapmissin,4-5 sene album yapmak istemiyorum,Simon'i cok seviyorum,iliskimde cok anlayisli sevgi dolu bir insanim,guzel yemekler yapip,cocuklarimi buyutmek,mutlu bir aileye sahip olmak istiyorum diye. Aferin!Aklin yolu bir demek ki,muzikten anlayan bir suru insan da bunu soyledigine gore.Senden sarkici olmaz. Su tipine,sacina,kiyafetlerine baktin mi sen,babaanne gibi giyinip gelmissin koskoca Grammy'ye zaten... Pis siskooooooo git burdan taammiiiiii Jennifer Lopez gelsiiiiiin,gozumuz gonlumuz acilsinnnnnnn.

Peki aslında konu neydi?  Müzik mi?
İste bu olmusuz artık,gecmis olsun...

13 Şubat 2012 Pazartesi

İlham perim,Whitney Houston!

Sanatcilarin toplumlar uzerinde cok buyuk etkileri var,bu bilinen bir gercek.Son donemde illuminati uzerine yapilan yorumlarin cogunda,illuminatinin,toplumu istedigi yonde sekillendirebilmek icin,sanatcilari kullandigi,bu sanatçıların buyuk bir star olmak icin yaptıkları anlaşmalardan  caydıkları zaman ise ise iplerinin cekildiği yonunde.Binlerce yildir savaslarin baslica sebebi olan dil,din,ırk,para bile sanatin ve sanatcinin,insanlari ortak bir paydada birlestiren gucune karsi koyamiyorken,belki de gercekten boyle bir sey vardir.Her insanin icinde guzellikler,derin ve hassas duygular var,cok kuytularda kalmis olsa bile guzel bir tablo,buyulu bir melodi,bir soz,bir ses,ozgurce ve ahenkle danseden bir dansci,o guzellikleri ortaya cikarmaya yetebiliyor.Tabii bu Polyanna'nin agzindan cikmiscasina sarfettigim sozler,sanatcilar,efendilere degil,sanata hizmet ettigi zaman gerceklesiyor


Aurasi cok guclu,farkli bir isigi var,inanilmaz derecede yetenekli vs.gibi sozlerle tanimladigimiz sanatcilarin,diger sanatcilar ve sanatci adaylari uzerindeki etkisinin,normal bir insana gore kat kat fazla olduguna inaniyorum.Yoksa onalti yasinda dunyadan habersiz bir kizin(bu ben oluyorum),sahnede o coskulu kalabaliga karsi kollarini iki yana acmis,piril piril gozleri ve muhtesem sesiyle "Show must go on" diye haykiran adamin öldügünu duyunca, hickira hickira aglamasi nasil aciklanabilir ki.Olumu yakistiramamistim ona.Kendimi defalarca sahnede dusunmus onun gibi hayal etmistim.


Freddy Mercury gibi beni heyecanlandiran bana ilham veren bir ses daha vardi o yillarda."How will ı know" diye caglarken farketmistim onu.İlk Grammy'sini alirken ki urkek,ince,kirilgan hali ile sahnedeki esip,kukreyen kizin ayni kisi olduguna inanmak zordu.Gerci bu tezatlik onu benim gozumde daha carpici kiliyordu.I wanna dance with somebody ile saatlerce dans edip ona eslik ediyordum ama onun bundan haberi bile yoktu.Saving all my love for you ile ne platonik asklar yasiyordum kimse bilmez.didn't we almost have it all,where the broken hearts go dinleye dinleye eskiyen ve yenisi alinan kasetler...I'm your baby tonight ile yine icindeki
eglenceli,neseli yanı, All the man that I need ile melankolik yanini kendime yakin buluyor,olmayacak sahne hayalleri kuruyordum sayesinde(ama oldu)Vee 1992 buyuk patlama!Yer gok I will always love you diye inledi.Kosulsuz sevebilme erdemine sahip,sadakatin oncusu,olumune sevenler dernegi kuruldu nitekim.Nice cift,yol arkadasina bu sozu verip,ilk dansini bu sarkiyla yapti,hem de dunyanin her yerinde.Shoop shoop derken,gonul bu, ota da konar,pislige de diyordu bize gore...
I'm every woman,it's not right but it's ok,heartbreak hotel,when you believe,My love is your love,i have nothing sayisiz sarkisi ve o guzel sesiyle benim icin gercekten onemli bir sanatciydi.

Dun, bir otel odasinda olu bulundugunu duymak,ikinci Freddy vakam
oldu.İnanamadim,yakistiramadim ona olumu.Hayatini uyusturucuyla mahvettigi,Bobby Brown'in onu bitirdigi,vs.vs. Bir suru sey konustu insanlar arkasindan.Elalemin kadini olmus bize ne diyen mi istersin,uyusturucu kullaniyormus,icki iciyormus gebersin diyeni mi istersin neyse iste, dincisi,irkcisi her bir halti buyuk bir cehalet icinde ortaya cikti yine.Her ne olursa olsun
kendi secimleri ile bir hayat yasadi.O benim icimdeki ruhla ve ne yapacagimi bilmedigim yetenegimle, kilometrelerce uzaktan bir bag kurdu,bana ilham verdi.Ben onu her zaman parlak bir yildiz olarak gordum,sarkilarini dinledigim surece de oyle gormeye devam edicem.Yazmaya baslarken bahsettigim su meshur illuminatiye de bir cift lafım olacak eger gercekten bu isin sorumlusu sizseniz,olan oldu uzgunum. onun yozlasmamis muzigi ve yorumu hala bir coklari icin ders niteliginde.Zaten bunun ustesinden gelemediginiz icin ipini cekiyormussunuz ya.Bilmiyorum artik oyle diyorlar.


Uzgun olunca ne dusunecegini sasirirmis ya insan ona verin artik bu hurafe mi yoksa gercek mi ne oldugunu anlayamadigim mevzulara girisimi.Soylemek istedigim aslinda su ki Whitney Houston, benim icin "I will always love you" dan cok daha fazlasiydi.

Huzur icinde yatsin,ilham perim...